Links to the old web pages of KKE

The international sites of KKE gradually move to a new page format. You can find the previous versions of the already upgraded pages (with all their content) following these links:

Hükümetin politikalarını bloke etmeye amaçlayan halkın direnci

2016 yılının başından itibaren Yunanistan’ da işçi ve halk eylemlerinin hızı giderek artıyor. İşçilerin önemli kazanımlarını geri çekmek; işçilerin katkı paylarını artırmak; emeklilik sınırlarını yukarı çekmek; emeklilik ücretlerinde kesintiler yapmak ve birtakım özel kesimlerin (engellilerin) sosyal yardımlaşma fonlarını azaltmak SİRİZA-ANEL hükümetinin sosyal güvenlik-emeklilik sisteminde yapmaya planladığı değişiklikler halkın yoğun tepkisini çekiyor.

 

PAME’ de (Tüm Yunanistan Militan Cephesi) bir araya gelen yüzlerce işçi sendikası 2016’ nın ilk haftalarından itibaren yürüyüş, miting, kamu binalarının sembolik işgalleri, protesto ve grevlerleyürüğişiklikler halkın tepkisinigeçmişlerdir. erin)ğin engellilerin sosyal yardımlaşma planladığı değişiklikler halkın tepkisini mücadeleci eylemlerine geçtiler.  Böylece 26/01‘ de PAME, Atina ve başka şehirlerde  yeni protestolar düzenledi. Atina’ da protestocular siyasi partilerin sosyal güvenlik değişiklikleriyle ilgili tartışmaları yürütürken meclisin önünde bir araya geldiler. Bunların paralelinde PAME’ nin güçleri 4 Şubat’ ta tüm Yunanistan’ da tüm işçilerin katılacağı grevin örgütlenmesine  öncülük ediyor.  PAME’ nin temel talebi hükümet planlarının, ya da halkın adlandırılmasıyla ‘giyotin yasalarının’ geri çekilmesidir. 

 

Ayrıca binlerce yoksul ve orta halli çiftçinin tüm ülkede yürüttüğü eylemler çarpıcıdır. Ağır vergilendirmeye, orta büyüklükteki çiftçileri yok edecek olan AB politikalarına ve sosyal güvenlik ilgili değişikliklerin getireceği yeni yüklere karşı tüm ülkenin otoyollarına barikatlar kurarak tepkilerini ifade ediyorlar. Sadece Larisa kent çıkışındaki (Nikea, Larisa) otoyolunda ülkenin en büyük çiftçi barikatını oluşturan 2.500 traktör bir araya geldi. 26/01’ de Nikea, Larisa’ da 37 barikatın temsilcisi taleplerinin genel çerçevesini çizmek için buluştu. Bildirilerinde vurguladıkları şunlardır: ‘Yollara çıkarak hayatta kalabilmenin mücadelesini veriyoruz. Bizi yok edecek, yoksullaştıracak, sefalete sürükleyecek toprak ve üretimin büyük tarımcıların ve tekellerin eline geçmesini sağlayacak AB ve ΑΒ’ nin Ortak Tarım Politikalarına (KAP) karşı, hükümetin AB ve  IMF’ nin ortakları ile imzaladığı ve halka ağır yükler veren 3. memorandumun önlemlerine karşı mücadele ediyoruz’. Orta büyüklükteki çiftçiler sosyal güvenlik yasa tasarısı geri çekilmeden, vergilerin ve üretim maliyetlerinin   düşürülmesi gibi talepleri yerine getirilmeden hükümetle aynı masaya oturmaya ve tarım makinalarını yollardan çekmeye reddediyorlar.

 

PAME’ nin, küçük ve orta büyüklükteki çiftçilerin yanında hükümet planlarından olumsuz etkilenen serbest çalışanlar, gençler ve kadınlar da yer alıyor. Bu halk hareketlerinde, ‘Tüm Çiftçiler Mücadele Birliği’ (PASİ), ‘Tüm Yunanistan Tekel-karşıtı Birliği’ (PASEVE), ‘Üniversitelilerin Mücadele Cephesi’ (MAS) ve ‘Yunanistan Kadın Federasyonu’ (OGE)  önemli rol oynuyor. Bu halk hareketinin büyüklüğü ve dinamiği yabancı medya (Amerikan, Avrupa, Rus vs)  tarafından gizleniyor ya da bundan sadece kısacık bahsediliyor olması ayrıca dikkat çekicidir. Bu nedenle KKE’ nin diğer diller sayfalarında, http://inter.kke.gr/tr/articles/SIRIZA-ANEL-huekuemetinin-halk-duesman-politikalarna-kars-yueruetuelen-muecadeleden-anlar/ web linkinde, bu mücadelenin fotoğraf ve videoları her gün güncelleniyor. Yunanca bilenler ise KKE’ nin haber portalı, http://www.902.gr/ ‘ den gelişmeleri takip edebiliyor.

 

Dimitris Kutsumbas: SİRİZA hükümeti çürük kapitalist sisteminin değerli çakısıdır.

 

KKE Merkez Komitesinin Genel Sekreteri Dimitris Kutsumbas, 26/01’ de mecliste konuşarak birçok şeyin yanında şunların altını çizdi: ’Sosyal Güvenlik en büyük kazanımlardan biridir.

 

İşçi-halk ailelerinin yaşam merkezinde yer alır, zayıf kitlelerin korunmasını garanti eder, sağlık, sosyal yardımlaşma ve emeklilik haklarını gözetler, ağır ve tehlikeli mesleklerde çalışanların mesleki risklerden korur, sağlık raporu ile istirahat eden kişilerin ve doğum izninde olan kadınların haklarını garanti altına alır.

 

Bu kazanımlar bağışlanmadı işçilerin gerçekten sert ve kanlı mücadeleleri sonucunda elde edildi’.

 

KKE Merkez Komitesi’ nin Genel Sekreteri, hükümetin aslında kapitalistlere hizmet ettiğini ve Sosyal Güvenliğin toplumsal karakterini ortadan kaldırmaya çabaladığını vurguladı. Sosyal Güvenlik sisteminin çöküşünden sigorta şirketleri ve sağlık tüccarları gibi sermayenin bazı kesimleri açıkça yararlanacaktır. Ayrıca,  yeni hükümet yasaları, rekabete dayanamayan binlerce yoksul çiftçiyi üretimden uzaklaştıracak ve onların açık bıraktığı alana büyük sermaye şirketleri yerleşecektir.

 

Dimitris Kutsumbas, ‘bu hükümet, sermaye adına, YD ve PASOK’ un yarıda bıraktığı kirli işleri tamamlıyor’ diyor ve SİRİZA’ nın ‘çürük kapitalist sisteminin değerli çakısı’ olduğunun altını çiziyor.

 

Merkez Komitesi’ nin Genel Sekreteri, meclise Sosyal Güvenlik konusunda halkın modern ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir önerge sundu. Parti’ nin işçi, çiftçi ve diğer halk hareketlerine desteğini ifade etti ve ‘benzer önlemlerin AB’ nin diğer ülkelerinde de alındığını’ vurguladı. Bu politikaların, ‘90’lı yılların başından itibaren geçerli olduğunu’ söyledi ve şöyle ilave etti:

 

Sadece büyük toplumsal bir halk ittifakı sefalete sürükleyecek hükümet planlarını engelleyebilir ve tekellere frenleme etkisi yapabilir. KKE, kamusal bir kurum olan Sosyal Güvenliğin kurtarılması ve güçlenmesi için, işçileri, kitlesel mücadele cephesine çağırıyor[...] Bir diyoruz ki, modern ihtiyaçlarımızın karşılandığı onurlu bir yaşam sürebiliriz. Bunlar, tarihin bize öğrettiği gibi, geçmiş yüzyılda başka halkların, sosyalist ülkelerde, elde ettiği kazanımlardı. Güvenlik, emeklilik, sağlık sadece devlet güvencesindeydi[...]Ülkenin üretim olanaklarının, doğal kaynaklarının ve toplu üretim araçlarının halkın siyasi iktidarıyla kamulaştırılması koşulu ile biz de, halkımız da, hak ettiğimiz gibi yaşayabiliriz.  Merkezi ve bilimsel eksende bunların değerlendirilmesi ile; toplumsal üretim süreçlerinin ve sosyal hizmetlerinin örgütlenmesinde ve bunların yönetiminde  işçilerin aktif katılımı ile; AB’ nin zincirlerinden kopma koşulu ve borcun tek taraflı silinmesi ile çürük kapitalist sistemi ve krizlerinin, bu yolu tanımlayan AB ve hükümetlerinin halka dayattığı acılar son bulabilir.’

 

 

 

 

 

27.01.2016